Karbon Ticareti

Kapitalizmle beraber kuresellesen ekolojik krizin yesil atli prensi.

Asagidaki linkte antropolog Melissa Checker karbon ticaretinin yarattigi insan haklari ihlallerinden bahsetmis. gavurca bilenler buyursun.

http://www.counterpunch.org/checker09092009.html

Bahse konu insan haklari ihlallerinin en bilineni, karbon salinimini azaltmak istemeyen veya azaltamayan kimi buyuk sirketlerin, daha az gelismis ulkelerde agaclandirma calismalarini finanse etmesiyle olusuyor. Buradan gelecek parayla agzi sulanan hukumetler, ulusal park ilan edip agaclandirilacak bolgelerdeki yasayan insanlari yerinden etmekte herhangi bir cekince gormuyor. Gelismis kapitalist toplumlardaki liberal hassasiyete cok sevimli gelen cevreciligin kuresel guney’de bir kufur olarak algilanmasinin en buyuk sebebi de bu.

Siklikla gorulen bu probleme ek olarak da, Checker’in da belirttigi, agaclandirmayla ilgili teknik problemler de mevcut. Brezilya’nin Sao Jose do Buriti’si de agaclandirmayla gelen problemlerden muzdarip. Bu tip projelerde en cok kullanilan agaclarin basinda kisa zamanda buyumek konusunda herhangi bir cekincesi bulunmayan okaliptus geliyor. Sao Jose do Buriti de goruldugu uzere cabuk gelisen dev okaliptus kokleri ise cevrenin ihtiyacini karsiladigi yeralti sularini bir guzel emip bitiriyor. Bolge sakinleri de su ihtiyaclarini –artik kapitalist cevrecilige hayir dualari ederek– daha uzaktaki kaynaklardan her gun kilometrelerce yol yuruyerek karsilamaya calisiyorlar.

Karbon ticareti mantigi pek leziz bir sakanin da nesnesidir bu arada: karbon ticareti ile sera etkisi yaratan gazlari azaltmak, kilo vermek icin baskasinin diyetini finanse etmek gibidir derler. Ama yeni birsey midir kapitalizmin bir sorunu cozmek yerine soruna dunya turu attirip onu baska yere ihrac etmesi? 19. yuzyilda Engels’e sorarsak daha o zamandan kendisi bize “burjuvazi evsizlik problemini cozemez, sadece onu bir yerden baska yere tasir” diyecektir.

Hamam ayni sanki de, tas yesile boyanmis biraz.

(11.09.2009)

Leave a comment